17 Eylül 2013 Salı

Pomaklar..

Pomaklar Balkanlar' da, bulgaristan' ın  güneyi, Batı Trakya, Doğu Makedonya ve Türkiye' nin Doğu Trakya ve batı bölgelerinde yaşayan, Pomakça diye tabir edilen slav dil grubuna ait farklı slav şivelerini konuşan, çoğunlukla müslüman bir Balkan toplumudur.

Pomakların konuştuğu dil güney slavca dil grubunun bir şivesidir. Pomakça da harf yapısı aynı bulgarca da olduğu gibidir.



İşte bir kaç örnek..


Zyaneş li pomatski; Pomakça bilir misin?

Dyeka hodiş; Nereye gidiyorsun?
Mayka- Nanka; Anne
Mico; Amca :)






Kızın çeyizinde buzdolabı ve laptop bulunuyor 

Rafie 21 yaşında. Hayatını birleştirdiği Ahmet ise ondan iki yaş 
büyük. Şubatın son günlerinde yaptıkları düğünün bu sezonun son düğünü 
olduğunu öğreniyoruz. Burada düğün iki gün sürüyor. İlk gün erkeğin 
akrabalarına yemek veriliyor. Misafirler para hediyesinin yanında 
şeker, pirinç, un gibi gıda malzemeleri de hediye ediyor. Eskiden 
herkesin börek götürdüğünü söyleyen yerliler, şimdi bunun yerine 
sadece malzemesinin verildiğini aktarıyor. Yemek sonrası köy 
meydanında horo oynanıyor. Zurna ve davul eşiliğinde farklı halk 
türküleri eşliğindeki oyuna genelde gençler iştirak ediyor. Ahmet açık 
renkte kostüm, siyah gömlek ve kıravat, Rafie ise pullu yelek, tülbent 
denilen başörtü, beyaz ve pullu önlük ve yine renkli bir şalvar 
giyiniyor. Rafie, "gelin" olma merasimine kadar bu elbiselerle 
dolaşacak. Bir taraftan meydanda eğlence devam ederken, diğer taraftan 
kızın çeyizi evinin ödünde sergileniyor. 









Buradaki geleneğe göre erkek evi almakla, kız 
ise evin içini döşemekle yükümlü. Bu yüzden çeyizde beyaz eşyadan 
tutun da soba, tencere ve laptopa varıncaya kadar eşyaları alıyor. 
Sadece giyim eşyaları için yaklaşık 80 metre uzunluğunda ve 4 metre 
yüksekliğinde iskele kuruluyor. Yatsı sonrası kınalama merasimi 

yapılıyor. Erkeğin evinden müzik eşiliğinde alınan kına köy meydanına 
kadar taşınıyor. Burada isteyen ellerini sokarak kınalıdıktan sonra 
gelinin kınalanmasına geçiliyor. Düğünün ikinci gününde bu kez kızın 
akrabalarına yemek veriliyor. Daha sonra erkeğin kıza vereceği 
hediyeler, bayrak denen sopalara yerleştirilerek müzik eşliğinde horo 
oynanan meydana getiriliyor. Kızın anne ve babası bayraklardaki 
hediyeleri taşıyan kişilerle, hediyeleri almak için "pazarlığa" 
tutuşuyor. Kimisi 10, kimisi 20 leva, kimisine de daha fazla değer 
biçiliyor. Bundan sonra düğünün en ilginç yanı başlıyor. 




"Gelin" olma merasimi 

Evlenen bayan bir odada boyanıp süslenerek "gelin" oluyor. Gelin 
adayının yüzü kremle beyazlatılıyor. Daha sonra yüzü teker teker 
farklı pul çeşitleri ile süsleniyor. Bu esnada kızın gözlerini hiç 
açmaması gerekiyor. Bir buçuk iki saat kadar devam eden bu süreç 
sadece gelinin çok yakın akrabaları tarafından izlenebiliyor. Pullama 
işlemi sonrası gelin adayına 'ruba', 'ferece', 'kondak', 'sofra' 
denilen elbiseler giydiriliyor. Renkli bir elbise olan ve fistan 
şeklinde olan 'ruba' aslında bir nevi gelinlik hüveyetini taşıyor. 
Giydiği elbiselerin birçoğunu kız, gençlik çağından beri kendisi 
işliyor. Bu yüzden Ribnovo'daki her bayanın dikiş konusunda oldukça 
mahareti bulunuyor. 
Giydirilip boyandıktan sonra damat ile birlikte gözü halâ kapalı 
olarak dışarıya çıkan kıza, gözlerini açar açmaz kendini görmesi için 
ayna veriliyor. Yeni hayatının başlangıcını sembolize eden bu olaydan 
sonra imam nikahı kıyılarak düğün sona eriyor. Düğünlerde herkes en 
iyi ve renkli olan elbiseyi giymeye çalışıyor. Bu yüzden renk ve 
pulların oluşturduğu göz kamaştırıcı elbiseler, insanı masal dünyasına 
çekiyor. Belki bundan ötürü de burada, karşı tarafa verilecek en 
değerli hediyeyi, el işlemeli ve süslü bir elbise teşkil ediyor. 






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder